Whatsapp irtibat Jump to content
Üyelerimizin Dikkatine
gönderildi

yerinden kaldırmasalar

tedirgin etmeseler

armonikle ezbere polkalar çalan

alsace'li kör kadını

türkülerin başladığı bittiği yerdeki kız

raspail bulvarı'ndan

yine gelip yine geçen her akşam

yalnız

tedirgin etmeseler

armonik çalan bir kadını

ışıklar yola çıkınca herhangi bir akşam

beni alıp duvarların arkasına götürmeseler

seni alıp götürmeseler

zuider-zee körfezi'nin mastor bulutları

bir bir hatırında

hep böyle cam yeşili gökler boyar durur

sabahtan akşamlaradek

hollanda'lı bir ressam

orfevre rıhtımı'nda

demek

bir türkünün kıyısından çocuklar geçer

ellerini tertemiz bir yağmurda yıkamış

yalınayak macera gözlü çocuklar geçer

gülmüş gülmüş

ağlamış ağlamış

ben hızlı yıldızları deniz boylarında gördüm

ateşten oyulmuş çizgileri vardı

gözbebeklerinde

yıldız rüzgârları geçtiler

poyraz rüzgârları geçtiler

üşüdüm

büyük büyük üşüdüm

deniz fenerleri

akşamın içinden öksüz bakarlardı

palermo ve calabria sahillerinde

güvertede serseri ve mahzun gemiciler

ve gemicilerin gözbebeklerinde

bilmediğim

görmediğim

duymadığım

bir melankoli vardı

palermo ve calabria sahillerinde

deniz fenerleri

akşamın içinden öksüz bakarlardı

ben örsün kerpetenin şairi

istanbul limanından marsilya limanına kadar

kurşun döker gibi döktüm

mısra mısra

bütün namuskâr

bütün insancıl şiirleri

bulvarlarla rüzgâr

luxembourg bahçesi'nde rüzgâr

çoluk çocuk son yaprakları savuruyor

şimdi yerin altında

bir başka dünyanın nabzı gibi vuruyor

maden işçilerinin otomatik çekiçleri

ve köstebek yavrusu metrolar

armonik sesi utangaç

uzaktan

kaldırımlarda paris manzaraları

gökyüzünde bir çabuk

bir açık

bir hızlı mavilik

bir hızlı bulutlar

kırmızı kuşlarla süslenmiş yün eldivenlerin

gökyüzü kaldırımlar sen ve paris şehri

sen ve paris şehri sevgilim

ve her biri bir başka türlü çığrışan

yol-cu-luk-lar

ubangi-

şari'-

de

el değmemiş yıldızların altındaki

şehirsiz ve radyosuz dört duvarın

el değmemiş namuslu gözlerinde

ve yabani sarmaşıkları

misli görülmemiş hayranlıklar içinde

yabani yabani aydınlatan

beş alevlik ateşimiz

sonra bir adam

uğultulu ormanı

küstah çakal seslerini

ve bizzat çakalları

omuzlarına almış

yağlı simsiyah bir adam

yağlı ve kıvırcık

simsiyah sakalları

ben adam

başka adam

yürük adam

yıkmış sokaklara boylu boyunca gençliğini

ümitlerini güvercinler gibi uçurmuş

binlerce defa kaybetmiş ümitlerini

gemilerin kayboldukları yerde kaybetmiş

hain şiirlerde hain türkülerde kaybetmiş

binlerce defa yeniden bulmuş

ümitlerini

sonra fecir çığlıklarının saçlarından tutmuş

deniz gider o gider

bulut gider o gider

ben adam

başka adam

yürük adam

Öne Çıkan Yanıtlar

Gösterilecek yayın yok

Konuşmaya katılın

Şimdi yazabilir, daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.

Guest
Bu konuya cevap ver...