Gözlerimde uyku yoktu seninle yaşanacak o güzelim günleri düşünmekten, yerini serin yağmurlara bıraktı tüm düşüncelerim.
Her güzel düşe ıslanan bir kaç mendil,
her sana kavuşacağım yolda dikenli teller önümde,ulaşamıyorum sana.
Sesine her yaklaşmamda uzaklığını hissettiğim nefesin.
Bir var bir yoksun hayatımda, aslında hep varsın fakat ben olmanı istemiyorum.
Ne kadar kolay söyleyebiliyorum bu cümleyi;
Ben hayatımda olmanı istemiyorum
Yalan,
kocaman bir yalan bu, konuşabildiğim en büyük yalan. Hep doğrular arasında olmak, yaşamak, büyümek ve ölmek isterdim. Oysa ki ben hep yalanlarla avuttum kendimi ve her defasında gerçekmiş gibi inandım.
Seni sevmek gerçek biliyorum, sende gerçeksin fakat gerçek olmayan bir şey var bu gerçeklerin arasında, oda hayatlarımızın farklı oluşu.
Kaç gece sorguladım kendimi, sabah olmadı hüzün kapımı her çalışında ismine sarıldım korkudan. Biliyorum gidişin bendeki en büyük yıkıntı olacak. Hiçbir zaman sendeki boşluğu başkası dolduramayacak.
Gidişimi kendinden bilme, ben sadece o yıkıntılar arasında kaybolmaya, ezilmeye mahkumum. Peşimden birini daha o yıkıntılar altına sürükleyemem.
Allah sormaz mı bana?
Cezamı kesmez mi bir kalemde?
Ben sana kıyamam gucum, sana kıyamam. Kendimle büyük bir felakete seni de sürükleyemem. Hani dertler vardır gün gelir bakmışsın kendiliğinden çözülüvermiş.
Hastalıklar vardır, tedavisini olursun ve zamanı geldiğinde kaybolur gider. Silemeyeceğin, izi olan ve seni derinden yaralayan o kadar çok şey vardır ki işte onlar asla kaybolmaz.
Keşke demek istemiyorum, bu sözü ayakta duramayanlar söyler.
Ben hayatın başka kesitlerinde karşılaşsaydık diye içten içe ağlıyorum. Her defasında kahrolası gururumu atayım dedim bir kenara, sonunda gelip yeniden yakama yapıştı.
Biliyorum çok üzüleceğiz ve hatta gün doğmayacak günlerimize, bile bile ipi kendi ellerimle çekiyorum, gidiyorum fütursuz sevgimin harebesinden.
İkimizden biri yürekli olmalıydı o yüzden ilk ben gidiyorum.