Matematik dersi müfredatı gereği çocuklarımıza nesnelerin kilogram ve gram biriminden kütlelerini hesaplamayı; para birimlerini, dört işlemi öğretiyor ve onlardan bu konularda problem çözmelerini istiyoruz.
Sorduğumuz sorularda mutlaka bir Ayşe Teyze pazara gidiyor ve pazardan alışveriş yapıyor. Öğrenci de aldıklarının kilogram biriminden kütlesini hesaplıyor.
Sonuç doğru ya da yanlış. Yanlışları düzeltip yeni bir soruya geçiyoruz. Oysa gerçek hayatta Ayşe Teyze’nin alışverişi bu kadar kısa sürede bitmez.
Ayşe Teyze evden belli bir saatte çıkacak. Belli bir saatte eve dönecek. O arada geçen bir zaman var. İşte o “zaman” bizim çocuğa öğretmeyi hedeflediğimiz “zaman ölçme” konusudur.
Ayşe Teyze pazarcıya, “Kolay gelsin! Kazancın bol olsun!” diyor. Pazarcı, “Geçen hafta gelmedin, hayırdır; bir sıkıntın yok değil mi Ayşe Teyze?” diyor. Bu da bizim çocuğa hayat bilgisi dersinde öğretmeyi hedeflediğimiz nezaket kurallarından biridir.
Ayşe Teyze pazardan ailesinin sağlıklı ve dengeli beslenmesini sağlayacak mevsim meyveleri ve sebzeleri alıyor. “Börülce daha çıkmadı, ama eli kulağında.” diyor pazarcı; “Fasulye ilk mahsul, yemeye doyamazsın.” diyor sonra da.
Bu da bizim hayat bilgisi dersi kazanımlarımızdan. Üstelik Türkçe dersi de var hemen yanı başında: Bakın, pazarcı konuşurken deyimlerimizi kullanıyor!
Ayşe Teyze’nin seçtiklerini pazarcı tartıyor. Kilogram ve gram biriminden hesaplıyor sebzelerin kütlesini ama limonu tane olarak hesaplıyor. Pazarcı hesabı tamamlıyor. Ayşe Teyze ne kadar ödeyecek? Toplama var mı?
Var. Çıkarma? Var. Karpuzun kilosu 2 TL’yse karpuz da 10 kilo geldiyse 10’la 2’yi çarpmak zorunda pazarcı.
Ayşe Teyze parayı uzatıyor, pazarcı para üstünü veriyor. Bu da bizim matematik dersi konularımızdan para birimleri… Ayşe Teyze eğer poşetleri elinde taşıyacaksa yükünü bölmek zorunda. Beş kiloyu bir eliyle, beş kiloyu diğer eliyle taşıyacak. Ayşe Teyze eğer bir pazar arabası kullanacaksa fen bilimleri ders konularından biriyle karşılaşacağız orada. Ayşe Teyze pazar arabasını itecek ve arabaya itme kuvveti uygulayacak. Yokuş yukarı çıkarken de çekme kuvveti…
Ayşe Teyze’nin pazar alışverişi boyunca attığı tüm adımlar bir yürüyüş, bir hareket içeriyor. Dolayısıyla Ayşe Teyze günlük yürüyüşünü yapmış durumda yani beden eğitimi dersini de tamamladı. Ayşe Teyze artık
evinde.
Ayşe Teyze gittiği farklı şehirlerin de pazarlarını merak ediyor. Pazarı dolaşırken yöresel ürünler görüyor, bölgenin iklimine göre yetişen sebze ve meyveleri inceliyor. Pazarı dolaşırken o yörenin konuşma farklılıklarına da kulak misafiri oluyor. Hem hayat bilgisi dersindeki yöresel özellikler konusunu hem Türkçe dersindeki şive ve ağız konularını fark ediyor.
Şimdi şunu hayal edelim: Ayşe Teyze’nin yanında ilköğretim çağında bir çocuğumuz olsaydı eğer matematik, fen bilimleri, beden eğitimi ve hayat bilgisi müfredatının bir kısmını deneyimlemiş ve “Okulda öğrendiklerim gerçek hayatta benim ne işime yarayacak?” sorusunun cevabını yavaş yavaş kendiliğinden bulmuş olacaktı.
Ailesiyle pazar alışverişine giden bir çocuğa anne-babası tarafından yöneltilen “50 TL’miz var, domates şu kadar, biber bu kadar, biz hangisinden kaçar kilo alabiliriz?” sorusu, okuldaki matematik dersi müfredatının evdeki karşılığıdır. “Alışverişimiz 42 TL tuttu, bizim 50 TL’miz var, ne kadar para üstü almalıyız?” sorusu da öyle.
Çocuğunuza yönelteceğiniz “Terazi nasıl çalışıyor?” sorusu okuldaki fen bilimleri dersi müfredatımızın evdeki karşılığıdır. Hele bir de eve dönünce bir terazi modeli yapar; oyuncakları, kırtasiye malzemelerini, elinize geçen irili ufaklı nesneleri tartarsanız dersin uygulamasını da yapmış olacaksınız. Pazar alışverişi sonrasında eve dönerken kaç adım attığınızı, kaç kilometre yol yürüdüğünüzü hesaplamanız; eve döndüğünüzde pazardan aldığınız sebze ve meyveleri yıkayıp buzdolabına yerleştirirken bunların yararlarından bahsetmeniz, birlikte aldıklarınızın kalori değerlerini hesaplamanız, bu konuda araştırma yapmanız, “Buzdolabı nasıl çalışıyor?” diye birlikte kafa yormanız…
Hepsi ve daha fazlası okulda çocuğunuzun öğreneceği ders konularıdır. Sıradan bir alışverişte deneyimlediklerimizin ve yaptıklarımızın çok büyük bir kısmı müfredatımızı destekler.
İş o ki bu desteği vermeye gönüllü olalım…