Biz farkinda olalim ya da olmayalim, renklerle sürekli bir etkilesim içindeyiz. Bazi renkleri daha çok sevip tercih ederken, bazi renkleri görmekten bile rahatsizlik duyabiliriz. Oysa renk algimizi ve bilgimizi gelistirerek hem daha saglikli ve enerjik hem de civil civil bir kisisel dünya yaratmak mümkün.
Renk nedir?
Rengin ne oldugunu anlamak için isik kavramini incelemek gerekmektedir. En basit anlamiyla isik, sekli ve rengi olusturan bir tür elektromanyetik enerjidir. Bu enerji günes tarafindan çesitli dalgaboylarinda üretilmektedir. Çevremizde bulunan ve görebildigimiz her sey isigin yansimasidir. Isik degisik dalgaboylarina dönüstügünde, yani emildiginde veya kirildiginda çesitli renkler ortaya çikmaktadir. Düsük frekanstaki isiklar kirmizi, yüksek frekanstaki isik dalgalari ise mor renk olarak tanimlanmaktadir.
Dogal tedavi yöntemlerinden biri olan renk terapisine göre, degisik frekanslardaki isiklar, yani renkler, insan vücudunun çesitli bölgelerindeki enerjilerle iletisim halindedirler. Çünkü çevremizdeki her sey çesitli titresimlerden olusmustur. Bu titresimler, evrende her maddede bulunan moleküllerdeki atomlari meydana getiren elektron ve protonlarin hareketleri sonucunda ortaya çikar. Titresim, dogayi olusturan, kisaca varolan her ögede bulunmaktadir. Insan bedeni birçok degisik enerji alanina bölünmüstür. Bedeni çepeçevre saran bu enerji alanlari, isik (renk), elektrik, isi, ses, manyetik ve elektromanyetik etkiler ile sürekli bir etkilesim içindedir. Örnegin vücudumuz, bozuk gida gibi, rahatsiz edici bir maddeyle karsilasirsa, normal titresim kalibinda birtakim aksamalar meydana gelir. Bu durum kendisini sindirim sistemindeki bir rahatsizlik olarak belli eder. Bu gibi durumlarda, vücut esas titresim tarzina dönmek için bir yardima ihtiyaç duyar, sorunlu bölgede geçici dengeyi saglamak için vücudun rahatsizlanan bölgelerine titresim ilaçlari göndermek gerekir. Vücut için gerekli olan titresim ya da enerji ilaçlarinin baslicalari, sesler, aromalar, çiçekler, kristaller, taslar ve renklerdir