ALMANYAYA KAÇIRILAN TRUVA HAZİNELERİ
Kral Priamos’a ait olduğu söylenen Truva hazineleri 1873 yılında Alman arkeolog Heinrich
Schliemann tarafından Türkiye’den kaçırıldı ve Almanya’ya götürüldü.Eserler başta
Almanlar’ın elindeyken daha sonraları Rusya’ya kaçırıldı.Hazine su anda Moskova’daki
Puşkin müzesinde sergilenmektedir.Bu hazinelerin Ruslar’ın eline nasıl geçtiği bilinmesede
hazineler için Türkiya, Almanya, Rusya ve Yunanistan rekabet içindedir.
Hazine gösterime açıoldığında toplum hazinelere büyük ilgi göstermiş ve müze yetkilerinden
Irana Antonawa bir günde ancak sınırlı sayıda ziyaretçi alabileceklerini söylemiştir.Bunun
yanı sıra hazineler için yapılan ülkeler arası sürtüşemelere de Truva Hazineler’i yasal olarak
bizim malımızdır şeklinde bir açıklama getirmiştir.Ayrıca Truva hazineleri’nin İkinci Dünya
Savaşı tazminatı olatk Almanya’dan alındığı bildirmiştir.
Ayrıca TIME dergisi bu konuyla ilgili geniş içerikli bir yazı yayımladı ve yazıda Schliemann’ın
kazıları Osmanlı Hükümeti’nden izinsiz gerçekleştirdiğini, kazılar sırasında bugün hisarlık
olarak adlandırılan bölgeye büyük ölçüde zarar verdiği ve bölgeden pek çok tarihi eser
kaçırdığı yayınlandı.
Dergide hazinelerin kaçırıldıktan sonraki öyküsü ise şöyle anlatılıyor:
Tarihi eserler Almanya’ya kaçırıldığında 1945 yılına kadar bir hayvanat bahçesinde gizlendi,
daha sonra İkinc Dünya Savaşı patlak verdi ve savaşta Almanya’nın yenilmesi üzerişne
Sovyat Kızılorduları Berlin’e geldi ve eserleri Moskova’ya götürmek istedi.Bunun üzerine
hazine koruyuıcusu Wilhem Unverzagt eserleri sandıklarla Kızılordu’ya verdi.Daha sonraları
hazineler Berlin Hükümetince kayıp ilan edildi.
Almanya hükümeti’nin hazineleri geri alma adına yaptığı çalışmalar sonuşsuz kaldı.Ayrıca
Almanya ile Sovytler Birliği arasında yapılan dostluk anlaşmasında kaçırılan yada kayıp ilan
edilen eserlerin iadesi ile ilgili bir madde bulunmamaktadır.Fakat olaylar sadece bu iki ülke
arasında sürmemekte.Hazinelerin Atina’da sergilenmesine Yunanis’tan adeta can atmakta ve
Türkiye’de hazinelerin ana vatanına gönderilmesi için Kültür Bakanlığı aracılığıyla pek çok
görüşme gerçekleştiriyor.
Öte yandan Truva Antik Kenti’nin milli park haline getirilmesi Türkiye’de halen bir istek iken
Alamnya bu konunun üstüne fazlaca eğiliyor.Ayrıca Rusya’nın çıkardığı yeni yasayla da ele
geçirilen tarihi eserlerin iadesinin söz konusu olamayacağı bildiriliyor ve Almanya’nın bu
konudaki girişimlerine kısaca “hayır” deniyor.
ELMALI SİKKELERİ
M.Ö. V. Yüzyılda Perslerin Yunanistan’ı istila etmelerinden sonra Atina Şehir Devleti’nin
önderliğinde Akdeniz çevresi şehirlerinden oluşan bir birlik kurulmuştu (Atik – Delos Deniz
Birliği). Birliğin bir merkezi ve bir bütçesi vardı. Her ülke kendi bastığı gümüş sikkeden kendi
gücü oranında katkıda bulunuyordu.
984 yılında Antalya’nın Elmalı İlçesi’nde kaçak kazılar sonucu bulunan yüzyılın definesi
Elmalı Sikkeleri o bölgede bulunan bütün şehir devletlerinin paralarını içeriyordu. Yaklaşık
1900 adet sikkenin binden fazlası ise Likya bölgesindeki şehir devletlerinin parası idi ve
içlerinde şimdiye kadar bilinmeyen hanedanların sikkeleri de vardı.
Söz konusu sikkelere yüzyılın definesi denmesinin en önemli nedeni; Yunanlılar Persleri
yendikleri için bir anı parası çıkarmışlardı. Normal olarak o zaman para birimi bir drahmi, en
fazla 4 drahmi iken anma nedeniyle 10 drahmilik para çıkarılmıştı (10 drahmilik para =
Dekadrahmi).
Bu sikkeler çok az sayıda basılmıştı ve 1984 yılına kadar dünyada sadece 13 tanesinin
varlığı bilinmekte idi. Elmalı Definesi’nde ise bunlardan 14 tane bulunmaktaydı.
Elmalı Definesi’nin bulunmasıyla insanlık tarihinin bilinmeyen önemli bir bölümü aydınlanmış
ve dünyada bilinen Dekadrahmi sayısı iki katına çıkmıştır.
Elmalı Sikkelerinin Anadolu’ya Geri Getirilişi
18 Nisan 1984 tarihinde Antalya / Elmalı İlçesi’nin Bayındır Köyü’nde gerçekleştirilen kaçak
kazılar sonucunda yaklaşık 1900 adet gümüş sikke bulunmuştur. Kaçak kazının ihbar
edilmesi sonucunda kazıyı yapanlar ve sikkeleri pazarlamak isteyenler Mali Polis tarafından
takibe alınmışlar ve tutuklanarak çeşitli cezalara çarptırılmışlardır.
Ancak yurtdışına kaçan ve defineyi Avrupa ve ABD.’nde müzayede firmalarına, özel
koleksiyonlara pazarlayan Fuat Üzülmez, Edip Telliağaoğlu ve Nevzat Telliağaoğlu hakkında
gıyabi tutuklama kararı bulunmaktadır. INTERPOL kırmızı Bülteni ile aranan Edip
Telliağaoğlu ayrıca Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. Fuat Aydıner ise Şubat 1989’da
İstanbul’da tutuklanmıştır.
10 Mart 1988 tarihinde Los Angeles’ta antik sikke müzayedecisi “Numismatic Fine Arts” adlı
şirketin çıkardığı katalogta Elmalı Sikkelerinden 10 adeti yayınlanmıştır. Katalogta sikkeler
“Güney Anadolu’da 1984 yılında bulunmuş” cümlesiyle tanıtılmıştır.
Türk Hükümeti anılan açık artırmaya müdahale ederek, sikkelerin satışını durdurmuştur.
Fima sahibine söz konusu 10 sikkenin ülkemizden kaçırıldığının avukatlarımız aracılığı ile
bildirilmesi üzerine sikkeler herhangi bir bedel ödenmeksizin ve dava yoluna gidilmeksizin
ülkemize iade edilmiştir.
26 Mayıs 1988 tarihinde ise bu kez Zürih’te 3 adet Elmalı Sikkesi “Bank Leu” adlı müzayede
firmasınca satışa çıkarılır. Los Angeles’ta gerçekleştirilen girişimler Zürih’te tekrarlanır ve
sikkelerin iadesi sağlamıştır.
Mayıs 1991 tarihinde yine Zürih’teki bir başka müzayede firması olan “Tkalec”, 3 sikkeyi açık
arttırmaya çıkarınca aynı girişimlerle bunlar da geri alınır.
Bayındır Köyü’nde kaçak kazı ile bulunan sikkelerin yaklaşık 1800 adedinin Amerikalı
İşadamı, Kolleksiyoncu William Koch’un da dahil olduğu OKS Partners Şirketince satın
alındığı saptanmıştır.
Adı geçen koleksiyoncudan sikkelerin iadesi talep edilmiş ancak olumlu bir sonuç
alınamaması üzerine 1989 yılında ABD Massachusetts Eyalet Mahkemesi’nde dava açılmıştır.
Söz konusu davayı ABD’de “Lidya Eseleri” davasını da takip eden Herrick Feinstein
Avukatlık Firması’nın takip etmesi konusunda New York Başkonsolosluğu’nun yetkili
kılınmıştır. Elmalı Sikkelerini iade etmemek için dört ayrı avukatlık firması ile savaş veren
OKS PARTNERS’a karşı sürdürülen her türlü hukuki mücadele başarıyla verilmiştir.
Yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırılan toplam 1.900 adet sikkenin 1.661 adedinin davalının
elinde bulunduğu, diğer bölümünün ise davalı veya diğer şahıslar tarafından başka kişilere
satılmış veya hediye edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Elmalı Sikkeleri ile ilgili tüm bilgi ve gelişmelr 16 Şubat 1998 tarihinde yapılan Bakanlar
Kurulu toplantısında görülmüş ve Elmalı Sikkeleri’nin uzlaşma suretiyle geri alınması için
gerekli çalışmaların yapılması konusunda Kültür Bakanlığı’na yetki verilmiştir.
1998 yılı içince yapılan yoğun görüşme ve çalışmalar sonucu Elmalı Sikkeleri’ni elinde
bulunduran taraflara anlaşma noktasına gelinmiş, ve anlaşma 01 Şubat 1999 tarihi itibari ile
tüm taraflarca imzalanmıştır.
Uzlaşma yoluyla sikkelerin geri alınması için davayı adımıza yürüten avukatlık firması
tarafından hazırlanan ve taraflarca imzalanan sözleşmede ülkemizin çıkarları azami düzeyde
korunmuştur.
Yapılan anlaşma sonucunda söz konusu sikkeleri iyi koşullarda ülkemize iade eden
Amerika’lı işadamı William I. Koch’a, bu olumlu davranışı nedeniyle 04 Mart 1998 günü
ABD/Washington Büyükelçiliğimizde düzenlenen bir törenle bir rozet verilmiştir.
Elmalı Sikkeleri 28 Nisan 1999 tarihinde Kültür Bakanı sayın İstemihan TALAY tarafından
ülkemize getirilmek üzere teslim alınmış ve 29 Nisan 1999 tarihinde Ankara’ya getirilmiştir.
Söz konusu Sikkelerin kamuoyuna tanıtılması amacıyla Anadolu Medeniyetleri Müzesinde
düzenlenen törende eser sağladığı katkılardan dolayı Gazeteci-Yazar Özgen ACAR’a,
eserlerimizin getirilişi sırasında sigortalanma işlemini gerçekleştiren Başak Sigortaya Kültür
Bakanı İstemihan TALAY tarafından bir teşekkür plaketi verilmiştir. 1984 yılında ülkemizden
yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılmış olan bu değerli eserlerin yurda getirilmesi için çok
yoğun bir hukuk savaşı verilmiş, sergilenen kararlı tutum ile konunun peşinin bırakılmayacağı
ve ülkemize ait her türlü kültür mirasına mutlak suretle sahip çıkılacağı tüm dünyaya
gösterilmiştir.
Yüzyılın definesi olarak tanımlanan bu sikkelerin, 21. yüzyıla girerken Türkiye’ye
kazandırılmasından insanlık adına onur duymaktayız.
KARUN HAZİNELERİ
Parası, malı, mülkü çok fazla olana “Karun kadar zengin” derler. Kimdir Karun? Ve zenginliği
nereden gelmektedir?
Karun, “Lidya’nın son kralı.” “Anadolu’nun Batı’sında” bir bölge. Güney’i “Karia”, Kuzey’i
“Mysia”, Doğu’su “Frigya”, Batı’sı “Ionia ve Aiolia” bölgeleriyle çevrili olan alan, Antik Çağ’ın
“Lidya’sıdır.”
Lidya İmparatorluğu, parayı icat ederek, insanlık tarihinin önemli buluşlarından birini
gerçekleştirdi.
Bu buluş, İlkçağ dünyasının ekonomik gelişmesini hızlandırdı.
Lidya, İlkçağ’ın en zengin ülkesiydi.
Zenginliğin en önemli nedeni altındı. Tmolos dağlarından çıkan ve Hermes Nehri’ne karışıp,
başkent Sardes’ten geçen Paktalos Deresi’nin yataklarındaki altın.
Karun, Lidya’nın son kralı (Milattan önce 560-540 yılları arasında krallık yaptı).
Güre Köyü, Uşak’a 25 kilometre uzaklıkta. İzmir karayolu üzerinde. İlk soygun 1965’te Güre
yakınlarında oldu.
5 köylü, tünel kazıp, mezara girdi.
Sadece bir tutam saçı kalmış olan prensesin tüm mücevherlerini aldılar.
Ve 65 bin liraya sattılar.
Bir yıl sonra aynı bölgede bir soygun daha oldu
Soyguncular 150 parça altın takı, gümüş kap ve tütsü kabını alıp, gittiler.
160 bin liraya sattılar.
Güre’deki üçüncü soygun ise 1968’de Aktepede oldu .
Mezar odasında bu kez altın yoktu.
Soyguncular “duvar resimlerini” ve diğer “tarihi kalıntıları” aldılar.
40 bin liraya sattılar.
Soyguncular yakalandı. Çalınan eserlerden ise haber yoktu.
Bu eserlerden 55 tanesi, 1985’te, ABD’de, Metropolitan Müzesi’nde sergilendi.
Diğer eserler ise aynı müzenin depolarında saklanıyordu.
İşte bu eserlerin adı “Karun Hazineleri.”
Dünyada eşi, benzeri bulunmayan bir hazine.
Türkiye 1987’de, zaman aşımının dolmasına sadece 13 gün kala “Metropolitan Müzesi
aleyhine” dava açtı.
Dava 6 yıl sürdü.
Müze, davayı kaybedeceğini anlayınca 1993’te “Karun Hazineleri”ni Türkiye’ye iade etti.
Ve hazine Uşak’a geri getirildi.
İADE İŞLEMLERİ SÜREN TARİHİ ESERLERİMİZ
ABDde Herakles Heykeli ve Kumluca Eserleri
Danimarkada Bronz Sfenks Figürleri,Sandukalar,Cizre Ulu Camii Kapı Tokmağı
İngilterede Hacı Bayram Veli Şamdanı
Avusturyada Üçlü Hekate Heykeli
Fransada Lidya Eserleri
İtalyada Yazıtlar….
İADE İŞLEMLERİ SÜRENLER
Balıkpazarı Açık Hava Müzesi’nden Çalınan Eser
Ağlasun Belediye Deposundan Çalınan Eser
Milas Müzesi Müdürlüğü Bizans Devrine ait Çalınan Sütun Başlığı
Milas Müzesi Müdürlüğü Roma Devrine ait Çalınan Korint Sütun Başlığı
Milas Müzesi Müdürlüğü Beylik Dönemine ait Çalınan Mezar Taşı
İzmir Agora Örenyerinden Çalınan Heykel Başı
İzmir Agora Örenyerinden Çalınan Kül Tablası
Divan Edebiyatı Müzesi Müdürlüğünden Çalınan Kuran-ı Kerim
Sakıp Sabancı Müzesi Müdürlüğü Bahçesinden Süslü Tepelik Kısmı ve Ayakları Çalınan
Çeşme
Samsun İli Alaçam İlçesi Çalınan Çeşmeye Ait Mimari Süsleme
İzmir İli, Bergama Müzesi Müdürlüğüne Kayıtlı Koleksiyoner, A. Ziya Öğütcan’ın
Kolleksiyonundan Çalınan Eserler
Adana Arkeoloji Müzesi Müdürlüğüne Kayıtlı Koleksiyoner Doğan Talu’nun Koleksiyonundan
Çalınan Eserler
Bolu Müzesi Müdürlüğüne Bağlı Koleksiyoner Mustafa Tunca’ya ait Çalınan Eser
İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi Müdürlüğü denetimindeki koleksiyonerlik yapan
mütveffa Varlık Sadıkoğlu’nun Kolleksiyonundan kaybolan 11 adet kültür varlığı
Orhangazi Türbesi Sanduka Örtüsü
Isparta Müze Müdürlüğü bahçesinden çalınan mermer lahit parcası
Muktedir BALLI kolleksiyonundan 2 adet kültür varlığı kaybolmuştur.
Antalya Ili, Side Müzesi Müdürlügü’nden Çalinan Roma Dönemine Ait Kireç Tasindan Kilit
Tasi
Mithars Portresi
Amphora Müzesinden 4 Adet Kültür Varligi Çalinmistir
Antalya Akseki Yeğen Mehmed Paşa İlçe Halk Kütüphanesinden Çalınan El Yazması Eserler
Enver Kılıç Koleksiyonuna ait 2 Adet Eser ‘in eksik olduğu tespit edilmiştir.
Leodikya Antik Kenti içinde bulunan kazı deposundan 9 adet Etütlük eser çalınmıştır
Osmaniye İli, Kadirli İlçe Kaymakamlığı önünden bir adet eser çalınmıştır
Hacıselim Ağa Kütüphanesinden çalınan yazma eserler
Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Kılıç Ali Paşa ve Nafiz Paşa Bölümlerindeki Kayıp 4
adet Kuran-I Kerim
Yusufağa Yazma Eser Kütüphanesinden Çalınan Arap Harfli Eski Basma Eserler
Yusufağa Yazma Eser Kütüphanesinden Çalınan Yazma Eserler
Yusufağa Yazma Eser Kütüphanesinden Çalınan Arap Harfli Eski Basma Eserler
Ankara, Anadolu Medeniyetleri Müzesi denetiminde koleksiyoncu iken izinbelgesi iptal edilen
Oktay Kural’ın koleksiyonundan 1 adet aplik kaybolmuştur.
Amasya İli, Gümüşhacıköy İlçe Halk Kütüphanesi Müdürlüğü Bahçesinde Bulunan Mermer
Mezar Taşı
Aydın İline bağlı, Nysa Örenyeri Tiyatrosundan çalınan mermer friz parçaları
Aydın İli,Milet Müze Müdürlüğünden 1 adet Ostotek ve 1 adet Balbal Tipinde Mezar Taşı ve
Kültür Varlığı Taklidi Malzemeler Çalınmıştır
Sivas Müzesi Müdürlüğünden 2 adet kültür varlığı çalınmıştır
İ. Ayfer Çakan’ın Sikke Koleksiyonuna ait Çalınan Eserler
GERİ ALINAN ESERLER
ABD’de bulunan bin 676 adet Elmalı sikkesi, 363 adet Lidya eseri, Girlandlı Lahit, Marsyas Heykeli,
Aphrodisias Friz Bloku, Erdek açık hava tiyatrosundan çalınan torso (insan gövdesi heykeli),
Zeugma mozaiğine ait parçalar ve Divriği Ulu Cami ahşap panosunun 1988 ile 2000 yılları
arasında verilen hukuk mücadelesi sonrası iadesi sağlandı.
Türkiye’ye iadesi sağlanan diğer bazı tarihi eserler ve geldiği ülkeler şöyle:
Almanya:
Boğazköy tabletleri ve sfenksleri, Antiochos baş fragmenti, Henkel koleksiyonunda bulunan
eserler, pişmiş toprak heykelciği, mermer kabartma levha, Bremen ve Tutlingen’de ele
geçirilen eserler.
İngiltere:
Osmanlık Tombağı, İzmir Birgi Aydınoğlu Mehmet Bey Camisi’nden çalınan minber kapısı,
Manş Denizi batığındaki eserler,
Heathrow Havaalanı’nda ele geçirilen eserler, bronz Dionysos Heykeli.
ABD:
93 parçadan oluşan Osmanlı giysi koleksiyonu, gemici feneri, Aphrodisias Örenyeri’nden
çalınan Meleager başı, kurşun mühür, Atatürk’ün gümüş sigara tabakası, Nuruosmaniye
Kütüphanesinden çalınan Kur’an-ı Kerim, Oklahoma eserleri.
İtalya:
Bronz vazo.
İsviçre:
Elmalı sikkeleri, İzmir Müze Müdürlüğü bahçesinden çalınan kadın heykeli, Zürich’te ele
geçirilen eserler.
Avusturya:
Mermer kadın başı.
Danimarka:
Konya Beyşehir Eşrefoğlu Camisi’nin giriş kapısı panoları.
Anadolu’ya ait eserlerin iadesini sağlamak için 17 milyon dolar harcama yapıldı.
BASINDAN HABERLER-DEFİNE HABERLERİ
Türkiyedeki Basından Haberler
İstanbul Üniversitesi Arkeoloji bölümü Öğretim Üyesi Yrd Doç Dr Şevki DÖNMEZ,
Türkiyedeki yasadışı tarihi eser piyasasının yıllık 30 ila 50 milyon dolar arasında olduğunu
söylüyor. Son 10 yılda 60 müze ve ören yeri soygunu kayıtlara geçiyor. Ayrıca Kültür
Bakanlığının çeşitli yerlere yolladığı raporda tarihi değeri yüksek 3 bin eserin çalındığı haberi
veriliyor. Yasadışı kazı yapanlar, özellikle altın peşinde olduğundan değersiz gördüğü her
şeye zarar veriyor. Mezar taşlarını kırıp içinde altın arayanlar bile var. Eskişehirde kaya
anıtlar dinamitle patlatılıyor.Bu olaylar bu kadarla da sınırlı kalmıyor.Yurt dışına bir çok
eserler kaçırılıyor.
New York Metropolitan Müzesi, İtalya’dan yağmalanan tarihi eserleri iade kararı aldı. Bu
karar Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Çünkü Anadolu’dan kaçırılan bir çok tarihi eser,
aralarında Metropolitan Müzesi’nin de bulunduğu, yurtdışındaki bir çok müzede sergileniyor.
Türkiye Bergama Zeus Sunağından, Cizre Ulucami kapı tokmağına kadar bir çok tarihi eseri
geri istiyor.
Türkiye’de arkeolojik çalışmalar her yıl başka bir zenginliği gün yüzüne çıkarıyor. Ama bu
zenginlik her zaman Türkiye’de sergilenemiyor.
Tarihi eserlere 19. yüzyıldan beri hırsızlar dadanmış durumda. Türkiye’den çalıyorlar başka
bir ülkede sergileniyor. işte bir örnek, Ayasofya camii haziresindeki Sultan 2. Selim türbesinin
10 yıl önce çalınan çinileri, bugün Fransız Louvre Müzesi’nde.
Türkiye gibi tarihin beşiği olan İtalya ve Yunanistan da benzer durumla karşı karşıya.
Yüzyılın en büyük tarihi eser kaçakçılığı, İstanbul Paket Posta Merkezi Müdürlüğünden
1991de Avrupanın çeşitli kentlerine postayla yapılmış.. Geri dönen iki koliden çıkanlar,
İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmeye başlanacak..
İstanbulMünih hattında, Cumhuriyet döneminin en büyük tarihî eser kaçakçılığının PTT
üzerinden gönderilen kolilerle gerçekleştirildiği ortaya çıktı. İstanbul Paket Posta Merkezi
Müdürlüğünden 1991de Avrupanın çeşitli kentlerine postalanan 91 kolide 150 binin
üzerinde tarihî eser olduğu belirtiliyor.
DEVLET NE YAPIYOR ?
Davalar açıyor.
Vatandaşları bilgilendiriyor.
Hakkını arıyor.
Güvenliği arttırıyor.
Caydırıcı cezalar bulmaya çalışıyor.
SONUÇ
Tarihi eserlerimizin kıymetini bilip, korumalıyız.
Daha bilinçli vatandaşlar olmalıyız.
Müze ve ören yerlerinde daha dikkatli davranmalıyız.
Bu duruma dur denmesi için daha kaç tane eser çalınmalıdır.
Sizce de öyle değilmi?